"Semah; bazı kalplere cila verir ve aşkını arttırır, bazı kalplere ise inkâr verir karanlığını arttırır." - Kake (Erenler Atası) Ebul Vefa Kürdî (11.yy)
"Bizim Semahımız oyuncak değildir. O bir aşk halidir, salıncak değildir." - Hacı Bektaş Veli (13.yy)
Evet, bizde de ocak ocaktır ve pir-i piran vardır. Yani pirlerin piri… Pir’siz olmaz. Delilsiz (Rayber / Rêber) olmaz ve cem vardır. Cem yapılır ve çok kutsaldır bizim için. Bu bir sistemdir, işleyiştir. Yine kurban olayı var. Niyaz yapılır. Meyvelerden oluşanlar da dahil. Yine deyişler söylenir, saz çalınır. Ve bizde bir de “Kardeşlik” ve “Kızkardeşlik” hukuku var. Özellikle Cem’de. Cem’de mutlaka “kardeşi”ni ve kız kardeş”ini göstermek, ispatlamak zorundasın. Dost, can kardeşliği. Bu bir hukuk ve işleyiş oluşturur, Yarsanlar (Kakai) arasında. Pir her yıl bir Cem düzenler. Burada sistem ve kurallar ortaya konulur, işleyişin bütünselliği sağlanır, güçlü bir birlik için çalışılır. Tezahüri, ahlaki, iş bakımından Hakk’a yakın olmak gerekir. Yani temizlik, dürüstlük, hakikatli, bağlılık olarak. Keza dil, Kürtçe'nin Goran dili, Maçeyî (Maçî)’dir. Dimilî’ye çok yakındır.
ÖZET: 12 İmam Orucu dahil edilmezse, Dersim ve çevre illerdeki Alevilerin en önemli dinsel günleri ve bayramları kış mevsimi süresince gerçekleştirilir. İlk etkinlik 21 Aralık'ta Gağan'la başlar, sonra sırasıyla Hızır, Kara Çarşamba ve 21 Mart'ta Hawtemal/Heftemal takip eder. Bu günlerin tarihlendirilmesinde bölgeler arası yaşanan farklılıklar ve Hawtemal / Heftemal'da karşılaştığımız “küçük”, “orta” ve “büyük” türü sıfatlar “karışık” bir tablo sunmaktadır. Bu durumun izahı için bölgede kullanılan resmi takvimler (Rumi ve Miladi), takvim reformalarının etkileri ve kış mevsimi ile ilgili geleneksel halk takvimleri ele alındı. Zamanın getirdiği her türlü değişikliğe rağmen, antik geleneklerin izlerini görmek şaşırtıcıdır.
Sinemilli Ocağı Dedesi olan Tacım Bakır (Hak devrini daim ve kaim etsin), Rumi Takvime göre 1321 (Miladî 1906) tarihinde Kantarma Köyün'de doğdu. Kantarma; Kahramanmaraş İli Elbistan ilçesine bağlı Alevi köyü'dür. Atalarının; Güneşin doğduğu yer anlamında Horasan'dan geldiğini söylerdi. Tacim Dede burada doğdu ve burada hakka yürüdü. Türkiye'nin çeşitli İl, İlçe ve köylerinde Alevi kültürünü tanıtmak için dolaştı, dedelik yaptı. Dili Kürtçe idi; ama Arapça okur- yazarlığı olduğu gibi, Türkçe okur-yazarlığı da vardı. Aleviler arasında Cem bağlar, Saz çalar ve hoş sedasıyla deyişler ve gulbanglar okurdu.
Kürt Kızılbaşlığında, hem ilahiyat hem de sosyalitesinde kimi zaman “Xizirê Kal”, kimi zaman da “Bozatlı Hızır” (Xizirê Hespê Boz) olarak adlandırılan bir kutsallık betimlemesi vardır. Tahtacı, Çepni ve Türkmen Kızılbaşlarının da ortak tanrısalı olmakla birlikte, Kürt Kızılbaşlarında bu tanrısallık dolayımsızdır. Bu tanrısallığa özgü Kürt Kızılbaşlığında oldukça kapsamlı bir inançsal etkinlik yapılanması bulunmaktadır.
Bir büyük aşiret - bir köklü ocak: SİNEMİLLİLER Bir inanç odağı - bir kültür pınarı: KANTARMA
Bilindiği kadarıyla Sinemillilerin kurucu Piri, Kürtlerin “Mil” kolundan olan Seyit Sinan (Sîn - Sîno - Sînî Millî) İmam Rıza ile birlikte Horasana göçen akrabalarından ayrılarak bir grup Seyitle birlikte batıya göç edip Xarpet (Harput) yöresine yerleşmiştir...
SÎNEMİLLÎ OCAĞI VE AŞİRETİ PİRLERİ: İBO DEDE (KAKE ÎBİK)
İbo dede karizmatik kişiliği ile ve aynı zamanda dedelik örgütlenmesinin kendisine verdiği yetkilerle donandığı için Sinemilli Kantarma Pirleri (Dedeleri) içinde özel bir yere ve öneme sahip görünmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında ve sonrasında, İbo dede tüm Kantarma Dedeleri üzerinde tartışılmaz bir etki ve ağırlığa sahip durumundadır.
...Bir diğer anlatıma göre de Bamasur Horasan'ın Meşed (Ateş Kenti) kentinde Bezircan köyünde asasını ateşin içine atar ateş söner ve yalnız asasının ucunda köz kalır. (Közün adı Kosigi'dir.) Bunun üzerine "Artık burada ocağımız tütmez gitme vakti geldi" der ve Kosigî'yi havaya atar. Palu'ya düşer. Tekrar havaya atar bu defa da Muxundu'ya düşer. Varır bakar ki ucu ateş olan asa düştüğü yerde yeşermiştir. (Baba Mansur'un bu kerameti oğlu Seyit İbrahim'den devam eder. Lakapları "Çik Fıryanlardır." 'Çik Fıryan' Ateşi uçan veya ateş uçuran anlamındadır.
... Baba Mansûr, evin yapımı sürerken damın üstünün kapanması, dam direkleri (Kêran) almak için Bağîn'e gitmeye karar verir. Mûxûndu halkına : " Îşev kes der mekevin û der " (Bu gece hiç kimse dışarı çıkmasın) uyarısında bulunur. Gece yarısı iki direği iki horozun arkasına koşum yaparak getirir.
1920 yılında Elbistan’ın Kantarma Köyünde dünyaya gelen Pir Mehmet Yüksel, 18 Eylül 2013 Çarşamba günü, 94 yaşında hakka yürüdü. Sinemilli aşireti ve ocağının merkez köylerinden olan Kantarma’da yaşayan son kuşak temsilcilerinin en yaşlı Piri olan Mehmet Yüksel yakınları ve talipleri tarafından yaşayan son Sinemilli çınarı olarak adlandırılıyordu.